Kendimi hem çok tanıdık hem de çok yabancı hissettiğim şehir Hatay. Bir yanımda Arapça konuşup, vitrininde anlamadığım tabelaların olduğu, diğer yanımda gayet sempatik bir Türkçe şivesi ile yardımcı olmaya çalışan insanların bir arada yaşadığı şehir. Bu kadar farklılık bir arada nasıl yaşıyor diye düşünüyor insan, Medeniyetler Şehri olmak kolay değil.
Tarihi doku tam olarak korunamamış olsa da yine etkileniyor insan. Ben en çok Titus Tünelinden etkilendim. Fotoğraf açısı güzel olduğundan mı yoksa mistik havasından mı emin değilim. Her şehrin bir rengi vardır, ne kadar fotoğraflarda görmüş olursam olayım kafamın içinde hep kendi hayal ettiğim bir rengi vardır şehirlerin. Hatay da Hayal ettiğimden daha yeşil bir renge sahipmiş. Daha çok sarı beklemiştim hâlbuki.
Gitmeden önce 1 veya 1,5 günde Antakya ve İskenderun gezilir diye plan yapmıştım ama evdeki hesap çarşıya uymadı. 2 günde sadece Antakya’yı gezebildim.
GEZDİĞİM YERLER
Eski Antakya, Habibi Neccar Camii, St. Pierre Kilisesi, Titus Tüneli ve Kaya Mezarları, Musa Ağacı, Vakıflar Ermeni Köyü, Uzun Çarşı, Seyir tepesi, Arkeoloji Müzesi, Harbiye Şelaleleri.
Bu yerlerin çoğuna toplu taşıma ile rahatça gidiliyor. Gezmek için ille de arabam olmalı diye beklemenize gerek yok. Sadece direk giden tek bir araç olmuyor, ilçeler arası aktarma yapmak gerekiyor. Kime sorsanız herkes yardımcı da oluyor. Kendinize bahane aramayın ve yola çıkın 🙂
HATAY’DA NE YENİLİR, NE İÇİLİR 🙂
Hatay’a sadece gezmek için değil aynı zamanda yemekler içinde gidilmeli çünkü o bölgenin kendine has lezzetleri var. Tabi Hatay yemeklerini anlatmak mümkün değil, herkesin kesinlikle gidip tatması gereken muhteşem lezzetleri var. Kahvaltısından, mezesine, et yemeklerine her şey mükemmeldi. Kahvaltı için Habibi Neccar Camii’nin hemen karşısında Sultan Sofrası diye bir yerde kahvaltı yaptık. Yöresel tüm lezzetleri orada bulmak mümkün, fiyat olarak kişi başı 25 TL, hakkını kesinlikle veriyorlar.
Akşam yemeği için Antik Çöp Şiş diye bir mekânı seçtik, mezeleri gerçekten muhteşemdi. Sıcacık ekmek eşliğinde önce mezeleri getiriyorlar ana yemek gelene kadar zaten kendinizden geçiyorsunuz. Bu kadar yemenin bedeli olarak künefeciye kadar yürüyüp künefe için kendinizi hazırlamanız gerekiyor. Meclis ve Has Künefeyi tercih ettik biz iki yer de gayet güzeldi. Hatay mutfağının hakkını verdiğimizi düşünüyorum, oraya kadar gitmişken bunları tatmadan siz de dönmeyin.