“Gündüz seyranlık, gece gerdanlık”
Mardin denince gitmek isteyen herkesten klasik gezme cümlelerinde duyarsınız hep “Mardin sokaklarında gezip kaybolmak istiyorum” aslında kendinizi bulmak istersiniz biraz da çünkü ruhunuzdur esas olan kim olduğunuzun ne iş yaptığınızın bir önemi yoktur. Bu sıfatlar bedeniniz için geçerli olan unvanlardır. Mardin sokakları uçsuz bucaksız Mezopotamya manzaraları ile kucaklıyor ruhunuzu. Nereye çıkacağını kestiremediğiniz yollar daha da heyecanlandırıyor bazen.
Beni heyecanlandıran Mardin’i anlatmak istedim. Mardin’i tek seferde anlayamazsınız, ben üç defa gezdim hala gizemini ve bende bıraktığı etkisini çözemedim. Belki de çözemediğim için bağlandım bu şehre. Gitmek için neden aramayın , sadece gidin Mardin’e…
Sokaklarında gezerken göreceksiniz ki kapısının önünde oturmuş kadınlar size bakacak acaba nerden geldiler diye tahmin etmeye çalışacaklar. Onlar alışıklar kapılarının önünden birilerinin geçmesine, çekinmeden selam verin sonra onlar size suyunu, çayını ikram ederler. Her evde Kürtçe, Arapça, Türkçe bilenler vardır konuşmak için dil kaygısı gütmeyin, sıcak bir tebessüm bütün dillerde aynı anlama gelir nasıl olsa…
O kadar çok gezilecek görülecek yer var ki ufak bir liste yapsak: Deyrulzafaran Manastırı, Kasımiye Medresesi, Ulu Cami, Eski Mardin ve Çarşısı, Mor Gabriel (Midyat) , Konukevi, Dara Antik Kenti, Beyazsu… Bunlar ilk aklıma gelenler. Buraları gezin mutlaka ama gezerken hissedin.
Taşlara dokunun, bir gümüşün nasıl işlendiğini izleyin mesela. Mardin’i görmek yetmeyecek, en derin duygularla hissetmeniz gerekecek. Gerçi en hissiz insana bile bir ah çektirecek güçtedir kendisi merak etmeyin. Suriye’ye doğru bakarken hem sınırı hem de sınırsızlığı düşüneceksiniz. İnsan bedenini, bayrağını, dilini ayıran haritalar üzerinde bir sınır varken ruhunuzun sınırsızlığını keşfedeceksiniz. Baktıkça gitmek isteyeceksiniz, gittikçe görecek, gördükçe anlayacaksınız kendinizi.
Unutamayacağınız anılarınızı yazayım, mesela Mezopotamya’ya bakarken geçirdiğiniz gün batımını unutamayacaksınız, yediğiniz yemekleri, içtiğiniz kahveyi, ikram edilen badem şekerini, sokakta size gülümseyen masum yüzleri, aslında siz Mardin’i unutamayacaksınız. Her şehrin bir ruhu vardır ya hani, Mardin’in ki de sokaklarındadır. Sizde biraz kaybolmak belki de kendinizi bulmak için Mardin’i mutlaka listenize ekleyin.
